Geçtiğimiz günlerde bir gazetede Datça’da kurulmuş “Engelim Olmayın Derneği” ile ilgili bir haber okudum.Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Genel Sekreteri İbrahim Gümüşdal tatilini Datça’da geçirmiş.Engelim Olmayın Derneği yöneticileri ile sohbetinde kaldığı
otelden yakınmış. Derneğin yöneticileri DilekDündar ve Ömer Hakan Babacan otelin yöneticileri
ile görüşmüşler. Aldıkları cevap şöyle olmuş:
“Biz zaten engelli istemiyoruz,
İbrahim Bey’i de zorla çağırmadık.”
Otel müdürünün yaklaşımı karşısında İbrahim Gümüşdal şunları söylemiş:
“Otelin müdürü iyisi mi sen sınırlarını
zorlama ama en önemlisi insanlık suçu işleme. Kimsenin kimseye engelli-engelsiz
vs. diye ayrımcılık yapmaya ne hakkı nede gücü var. Ben ve 15 kişilik grubum,
müdürü olduğum tesise bundan böyle zaten adımımızı atmayacağız.”
Aslında Datça’da İbrahim Gümüşdal’a engelli odası diye bir oda verilmiş.
Birilerinden yardım almadan o odaya giremiyormuş! Bu arada belirteyim, İbrahim Gümüşdal benim gibi koltuk
değnekli değil, tekerlekli sandalyeli bir ortopedik (omurilik felçlisi) engelli.
Madem oteliniz engellilere uygun değil ve
siz zaten engelli istemiyorsunuz, adamı ve grubunu otelinize neden kabul
ettiniz?
Muğla’da bu yaz Bodrum’da bir engelli plajı açıldı, ama bir
engelli otelimizin olmadığını biliyorum. Engelli plajını da öyle abartılı
ayrıcalıklı bir şey olarak düşünmeyin. Kumsalda denize kadar engellinin
yürüyebilmesi veya tekerlekli sandalye ile gidebilmesi için ahşap yol yapılmış.
Yanına da engellinin kullanabileceği yaklaşık 60-70 cm yüksekliğinde şezlong. Hepsi bu…
xx xx xx
Engelliler için yapılabilecek düzenlemeler
inanın büyük paralar gerektiren uygulamalar değil. Üstelik engelliler için
yapılan düzenlemelerden en az onlar kadar yaşlılar ve hamileler
deyararlanıyorlar.
Muğla’da engelli oteli yok. Olmamalı da… Ama
turistik tesislerden, günübirlik alanlardan sağlıklı insanlar kadar
engellilerde yararlanabilmeliler.
Tabi bu anlamda güzel otellerimiz de var. Zaten otellerin çoğunda
tekerlekli sandalye ile kaçıncı katta olursa olsun odanıza kadar gitmeniz
mümkün. Oraya vardıktan sonra engelli için bir tuvalet, birde yatak düzenlemesi
yapmak yeterli.
Her otel, odalarının %10’unu düzenlese
yeterli olacaktır. Ki, engelli için düzenlenmiş bir oda sağlıklı bir turist
tarafından kullanılmaz diye bir şey yok.
xx xx
xx
Bodrum’da bir tesiste engelliler için yapılan
plaj düzenlemesi Muğla Valiliği kuruluşu MUÇEV’in işlettiği
günübirlik alanlarda şimdiye kadar yapılması gerekirdi. Ki örnek olurlardı!
Datça’da bu işi “Engelim Olmayın Derneği” yapmış. Derneğin
ikinci başkanı Ömer Hakan Babacan sayesinde Datça’da güzel şeyler
yapılmaya başlanmış. Muğla’da güzel işler hep
dışarıdan gelenler sayesinde elde edilir!
Omurilik felçlisi Ömer Hakan Babacan İstanbul’un stresinden kaçıp
gelip Datça’ya yerleşmiş. Emekli Mali Müşavir Dilek Dündar Hanım (ki oda İstanbul’dan
kaçıp Datçalı olanlardan) ile
birlikte Engelim Olmayın Derneği’ni kurmuşlar. Hiçbir
kaynakları yok. Datça Yarımadasında 48’i ilçe merkezinde
olmak üzere toplam 100 engelliyi belirleyip bir araya getirmişler. Bırakın
okula gitmeyi, evinden çıkamayan engelliler varmış. Ömer Hakan Babacan Belediyeyi zorlayarak önce plaja
ulaşmalarını sağlayan düzenlemeyi yaptırmış. Kendi paraları ile de plaja
şezlonglar koymuşlar.
Şezlonglar kilitli, üstüne telefon
numarası yazılmış. Telefonu arıyorsunuz birkaç sorudan sonra engelli olduğunuzu
anlatabildiyseniz karşı taraf size şifreyi bildiriyor ve işiniz bittiğinde
bulduğunuz gibi bırakmanız isteniyor. Ücret talep edilmiyor.
xx xx xx
Ömer Hakan Babacan inatçı bir kişilik olmalı. Belediyede
işini görmek için dışarıda bekleyip memuru çağırıp işini yaptırmış. Ertesi gün
yine aynı işlem derken, bu işlemler için talepleri peş peşe gelince Belediye Başkanı yanına gelmiş ve ne
istediğini sormuş.
Ömer Hakan Babacan belediye binasının girişini gösterip “Buraya bir rampa” demiş.
Aynı şekilde banka işlemlerini de tekrar tekrar yaptırınca ( 400 TL’lik
havaleyi 50 şer liradan sekiz defa yaptırdım diyor) banka girişine de bir rampa
yapılmış.
Kavgasız gürültüsüz en güzel mücadele
örneği bu olsa gerek.
xx
xx xx
Ömer Hakan Babacan engellilerin denize
girebilmesi için rampayı da kavgasız gürültüsüz yaptırmış! Deniz şezlonglarını
kendi imkanlarıyla almışlar. Derneğin şimdi yeni hedefi ise daha pratik olan
deniz sandalyelerini tedarik etmekmiş.
“Biraz bütçemizi zorlayacak ama bunu da yapacağız” diyor Ömer Hakan…
İlgilenen katkıda bulunmak isteyen olursa deniz sandalyelerinin tanesi 600
TL.
Ömer Hakan Babacan ve arkadaşları o
sandalyeleri sadece şehir merkezindeki plaja değil, yerel dilde “Bük” diye
adlandırılan bildiğimiz koylara da götürmeyi amaçlıyorlar.
Bütün bunları Datça’ya gelecek
engellilere yardımcı olmak amacıyla yapıyorlar. Biz çektik bari bizden
sonrakiler rahat etsin ve bu ülkemizin cennet köşesinde engellilerde yer alsın
istiyorlar.
xx xx xx
Engelim Olmayın Derneği Datça’da belediye ve kaymakamlıkla da iş
birliği içinde. Zaten Ömer Hakan Babacan’ın yaklaşımı
nedeniyle başka çareleri de yok!
Şimdi önlerinde çok önemsedikleri başka
bir projeleri daha var. Rampası olan bir minibüsleri olsun istiyorlar. Böylece Datça köylerinde, evlerinden
çıkamayan engellileri ilçe merkezine getirip götürmek amacındalar. Onlarında
sosyal yaşamlarına katkıda bulunmak istiyorlar.
Bu projeleri için belediyeden kullanılmayan 50 kişilik sinema salonunu 1
seneliğine almışlar, salonu düzenleyip faaliyete geçireceklermiş. Başarılı
olurlarsa uzun süre işletmeye devam edeceklermiş.
Otelleri tek tek dolaşıp tesislerin engelli erişimine uygun olup olmadığını
soruyorlarmış. Tabii bir tek kapıdan kovulmadıkları kalıyormuş!
xx
xx xx
Datça’da ki bu “Engelim Olmayın Derneği”nden yeni haberdar
oldum.
O çok istedikleri rampalı minibüse sahip
olabilmeleri için Büyükşehir Belediyesi kendilerine el uzatır
mı bilmiyorum. Malum Büyükşehir
Belediye Başkanı Osman Gürün bir ortopedi uzmanı…
O nedenle ben engellilere dair projelerin
hayata geçirilmesini ve hatta Türkiye için örnekler oluşturulmasını Başkan
Gürün’e hep yakıştırmışımdır.
Muğla artık bir “büyükşehir” olduğuna göre bu tür
sorunlara, çözümlerine ve projelerine Büyükşehirpenceresinden bakmakta
yarar var. Bir örnek vermek gerekirse, diyelim ki Muğla’da 1000 ortopedik engelli var. Aynı yıl
içinde değişik kişi ve kurumlar tarafından 2000’e yakın tekerlekli sandalye
dağıtıldığını görüyoruz.
O kadar sandalye nereye gidiyor, yoksa engelli kardeşlerim sandalye
stokçuluğuna mı başladı bilmiyoruz!
Bu israfın bile önüne geçilebilmesi için
tekerlekli sandalye meselesi tek elden Büyükşehir Belediyesi tarafından
yürütülebilir. Zaten evde hasta bakımı yapan Büyükşehir Belediyesi’ne bu bir yük
olmayacaktır.
0 yorum :
Yorum